Konuk Yazar

cocuk yetenek

Sosyal bilimciler, bir toplumun veya bir ülkenin geleceğini, o toplumun, ya da o ülkenin eğitilmiş insan gücünün belirlediğini hep söylerler. Benim de inandığım ve savunduğum bir düşüncedir bu.

Hatta bu konuya biraz daha kökenden ve yakından bakacak olursak, insanın kaynağının çocuklar ve gençler olduğunu hemen görürüz.

O halde çocuklarımıza ve gençlerimize vereceğimiz örgün ve yaygın eğitimin niteliği son derece önemli hale gelir.

Verilecek eğitim;

Önce bilimsel olmalıdır.

Toplumun ve ülkenin İhtiyaçlarından yola çıkılarak hazırlanmalıdır.

Çocukların ve gençlerin bilgi, beceri ve yeteneklerini açığa çıkarmalıdır.

Hem bireyin kendini geliştirmesine, hem de ‘toplum için insan’ yetiştirilmesine ortam ve olanak hazırlamalıdır.

Sormayı, sorgulamayı, paylaşmayı ve bilgiye ulaşmayı öğretmelidir…

Bu nitelikli eğitim ilkelerini hazırlayıp, hayata sunabilen ülkelerin başarılarını, her yıl dünya ölçeğinde yapılan PİSA sonuçlarında apaçık görmekteyiz.

Burada mutlaka ‘yetenek’ ve ‘başarı’ konusuna da biraz değinmemiz gerekiyor.

Yeteneği, genellikle doğuştan gelen güç ve kapasite olarak düşünürsek, her insanın potansiyel yapısında mutlaka bir yetenek olduğunu gerçeğini kabul ederiz.

Doğuştan iyi bir ses yeteneğine sahip olmayan kişinin, çok çalışsa bile, iyi bir ses sanatçısı olması beklenemez. O zaman bu kişi hayatta başarısız mı olacak? Elbette hayır! Her insanın bir veya birden çok alanda, mutlaka potansiyel yeteneği vardır. Ama bu yetenek ya da yeteneklerin ortaya çıkarılması gerekiyor. İşte bu da nitelikli, çağdaş ve bilimsel eğitimin işidir.

Bizde genellikle aile, çocuğunun ne olmasını istiyorsa, o alanda yetenekli olmasını bekliyor. Bir rehber öğretmenden dinlemiştim:

Çok iyi bir resim çizme yeteneği olan bir çocuğun ailesi bu yeteneği fark edemiyor ve çocuğun da dedesi gibi matematik öğretmeni olmasını istiyor. Çocuk ilkokuldan başlayarak liseyi bitirinceye kadar hiç hoşlanmadığı halde özel matematik dersleri alıyor. Sonra üniversite sınavında ailesini hayal kırıklığına uğratarak ismi az bilinen bir üniversitenin matematik bölümünü kazanıyor ama 2. sınıfta derslerden kalıp üniversiteyi terk ediyor. Ailesi bu gence çok kızıyor ve tüm olanaklarını ona sundukları halde, başarısız olduğunu söyleyip, genci başarısız bir birey haline getiriyorlar…

Bu trajik sonuç, ülkemizde çokça ve sıkça yaşanan bir durumdur.

Bir an için insan dışındaki hayvanları düşünelim.

Hayvanlar, akıllara durgunluk veren bütün yeteneklerini doğuştan alırlar. Sincabın sıçrama, kuşun uçma, balığın yüzme, yılanın sürünme, arının bal yapma, ağustos böceğinin ötme yeteneklerine ne demeli?

Çocuklarımız bu yeteneklerden birine sahip olsaydı işimiz kolaydı. Onları bu yetenekleri doğrultusunda eğitir ve başarılı olmalarını sağlardık. Ama çocuklarımız ve gençlerimiz insan!

Biliyoruz ki insanın yapısı ve beyin işlevi çok mükemmel ve çok şaşırtıcı!

Yapmamız gereken, onların içindeki cevheri ortaya çıkarmak ve o doğrultuda eğitim vererek başarılı bireyler olmalarını sağlamaktır.

Eğitimin önemli ödevi de görevi de budur.

Doğaldır ki, mükemmel sıçrayan sincap, yılan gibi sürünemez.

Mükemmel uçak kuş, balık gibi yüzemez!

Mükemmel bal yapan arı, ağustos böceği gibi ötemez!

O halde;

Matematik yeteneği olmayan bir çocuktan belki de dünya şampiyonu bir sporcu çıkabileceğini,

Fizik yeteneği olmayan bir çocuğun belki de bir müzik dehası olabileceğini asla unutmayalım!

Yeter ki, geleceğimizin güvencesi olan çocuklarımız ve gençlerimizin özündeki yeteneği, cevheri doğru olarak ortaya çıkaralım…

comment

YORUM YAPIN

1000 karakter kaldı.


MERKEZİ SİSTEM SINAVLARI SORULARI

MERKEZİ SİSTEM SINAVLARI SORULARI

Merkezi sistem sınavları sorularına buradan ulaşabilirsiniz.

ÖSYM sayfasına yönlendirilirsiniz.


ÜNİVERSİTE TAVAN - TABAN PUANLARI

2014 YGS-LYS FAKÜLTELERİN TAVAN ve TABAN PUANLARI

ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN İLK 100 ADAY

2011 ÖSYS'DE ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN İLK 100 ADAY