Sonbaharın habercisi kızılcık gizemli özellikleriyle bir çok derde deva. Doğal ortamda yetişen kızılcık Eylül ve ekim aylarında meyvelerini verir, havalar iyice soğuduğunda da yapraklarını dökmeye başlar. Kızılcığın tadı ekşi ve mayhoştur. Kızılcık vücut direncini artırarak, vücuttaki iltihaplanmayı önler, alerjileri azaltır, kan damarlarını güçlendirir. Kızlcık melatonin açısından zengindir. Melatonin ilaçlarının birçoğu kızılcıktan yapılır. Melatonin hormonunun doktor kontrolünde kullanımı, bağışıklık sistemini ve yaşam kalitesini önemli ölçüde yükseltmektedir. Kızılcığın yararları saymakla bitmez. Antioksidan özelliği güçlüdür. Kızılcığın ortalama C vitamini 100-120 miligram civarında, portakalda ise ortalama 50-60 miligram civarında.
Kızılcıktaki antioksidanlar, vücut direncini artırır, hastalıklardan korunmamızı ve onlarla baş etmemizi sağlar. Vücudumuzdaki iltihaplanmayı önleyen, alerjileri azaltan, kan damarlarını güçlendiren değeri biçilmez antioksidanlardır. Ateşli hastalıklarda ve menapozdaki ateş basmalarında çok rahatlatırlar.
Kızılcık zengin bir melatonin kaynağıdır. Beynimizdeki epifiz bezi, hava karardıktan sonra melatonin adı verilen bir hormon salgılar. Yaşam ritmimizi ve uykumuzu bu hormona borçluyuz. Uyku sorunu yaşayanlara gece yatmadan önce bir bardak kızılcık suyu içmeleri önerilir.
Kızılcık kabuğunun ateş düşürücü ve güçlü bir ishal kesici özelliği vardır.
Kızılcık kanın pıhtılaşmasını artırır. Taze kızılcık suyu veya kaynatarak yapılan kızılcık şerbeti, kan pıhtılaşmasını düzenler. Özellikle şeker hastaları için yararlıdır.
İdrar yolu enfeksiyonları ve böbrek taşlarına karşı etkilidir. Özellikle bayanlar sık sık sistit ve idrar yolu enfeksiyonu geçirirler. Kızılcık bu sorunların tedavisine yardımcı olur. İdrar enfeksiyonlarının çoğuna e-coli adı verilen bir bakteri neden olur. Kızılcıkta bulunan benzoik asit bakterilerin çoğalmasını engeller ve vücudumuzdan atılmasını kolaylaştırır.
YORUM YAPIN
Hüküm & Koşullar
Rapor