Son yıllarda küresel ısınmanın etkisiyle yaşanan aşırı sıcaklar insanları bunaltmakta ve bazı rahatsızlıkları önemli ölçüde tetiklemektedir. Özellikle çocukların, belirli bir yaşın üstündekilerin ve kronik rahatsızlıkları olan insanların sıcak havalarda daha çok dikkatli olmaları gerektiği bilimsel bir gerçektir. Yaz sıcaklarında kalp hastalıkları artarken, sıcak hava nedeniyle bazı besinlerin kolay bozulması da bakteri oluşumuna, ishal ve zehirlenmelere yol açmaktadır. Serinlemek için girilen sığ sulara bilinçsiz atlama yöntemleri ise felce neden olurken, böcek sokmaları da tatil ve piknik yapan insanlar için keyif kaçırıcı, bazen de yaşamı tehdit edici sorunlara davetiye çıkarmaktadır. Bazı önlemlerle sıcağın insan vücudu üzerindeki olumsuz etkilerini ve yaz mevsiminin neden olduğu sorunları azaltmak mümkündür. Yazıda bu konudaki önemli saptamalara yer verilmiştir.
Türkiye'de tüm ölümlerin ilk sırasında kalp-damar hastalıkları yer almaktadır. Bu nedenle kalp hastaları özellikle sıcak yaz aylarında daha fazla dikkatli olmalılar.
Kalp hastaları doktora danışmadan kalp ilaçlarını azaltmamalı ve bırakmamalıdır.
Sıcak yaz günlerinde ağır, yağlı yiyeceklerden ve sindirimi zor kızartmalardan mutlaka uzak durulmalıdır. Kalp hastaları, her zamanki diyetlerini bozmamalı ve ağırlıklı olarak taze sebze ve meyve tüketmelidir.
Damar genişlemesi ve kalp hızı artışına eşlik eden sıvı kaybı, kalbi oldukça zorlar ve uzun süre bu koşullarda çalışan, zorlanan kalpte var olan sorunlar belirginleşip ağırlaşabilir.
Sıcak havalarda; göğüs ağrısı ortaya çıkabilir, kalp yetersizliği alevlenebilir, tansiyon düşebilir ya da sıcak stresi ve dengenin bozulması ile tansiyon aşırı yükselebilir. Yaşlı hastalarda bu durumlar ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle başta su, meyve suyu, ılık çaylar olmak üzere bol sıvı alınmalıdır. Hava sıcaklığı, günlük fizik aktivite ve kaybedilen suyun miktarına göre değişmekle birlikte günde en az 2 - 2. 5 litre sıvı içilmelidir.
Vücutta fazla sıvı kaybı olduğunda kanın akışkanlığı azalıyor. Bu azalma da kişide daha önceden kalp ve damar hastalığı olması durumunda, pıhtı oluşmasına ve kalp krizine neden olabiliyor.
Yüksek tansiyon hastalarına ve kalp yetmezliği olanlara verilen idrar söktürücüler, tansiyon düşürücü etkisi olan ilaçlar bunaltıcı sıcaklarda yarardan çok zararlı olabilirler ve bu süreçte hastaların doktor kontrollerini aksatmaması gerekir.
Aşırı sıcaklarda özellikle, saat 11.00 ile 15.00 arası güneşe çıkılmamalıdır. Eğer dışarı çıkılması gerekiyorsa, şapka takılmalı, koyu renk giyinmemeli, rahat elbiseler tercih edilmeli, direk güneşe maruz kalınmamalı, ağır yemekler yenmemelidir.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte serinlemek için girilen sığ sulara bilinçsiz atlama yöntemleri de ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Halk arasında "balıklama" denilen atlayış biçimi felce neden olabiliyor, suya yapılan yanlış atlayışlar yüzünden omurilik felci olayları artış göstermektedir.
Yağmur sularının kanalizasyon sularına karışmasından dolayı yaz aylarında ishalin görülme oranı artış göstermektedir. Ayrıca sıcak hava nedeniyle bazı besinler kolay bozulmakta ve bakteri oluşmaktadır. Bu nedenle özellikle açıkta satılan besinlere dikkat edilmelidir.
Tavuk ürünlerinde, süt ve süt ürünlerinde, deniz ürünlerinde bakteri üremesi daha kolay olmaktadır. Bu nedenle gıdalar, açıkta pazarlanmamalı, soğuk ortamlarda barındırılmalıdır.
Çiğ yenilen sebze ve meyveler, özellikle kanalizasyona karışmış sularla sulanıyorsa, klor tableti ve sirkeli sularda bekletilip, temiz çeşme sularında yıkanmalıdır.
Böcek sokmaları özellikle yaz ve sonbahar başlarında; tarlada çalışan, tatil ve piknik yapan insanlar için keyif kaçırıcı, bazen de yaşamı tehdit edici bir sorun olmaktadır. Böcek sokması olan bölgeden uzakta şişme, kızartı, ürtiker, kaşıntı, karın ağrısı, kusma, ishal, göğüste sıkışma hissi, nefes almada zorluk, hırıltılı solunum, dilde şişme olabilmektedir. Bu belirtilerden özellikle kusma, göğüste sıkışma hissi, dilde şişme görüldüğü takdirde hemen bir sağlık kurumuna başvurulmalıdır.
Böcek sokmalarında bölgenin su ve sabunla yıkanması en basit ve etkili tedavidir.
Böceğin soktuğu yerde küçük bir şişlik oluştuysa buzla kompres yapılmalıdır. Sabunlu suyla yıkamak veya antihistaminik pomat sürmek yeterlidir. Sokulan bölgenin çevresinde daha geniş bir şişme olursa veya yaygın kaşıntı görülürse yine normal tedavi uygulanabilir. Ağızdan antihistaminik ilaçların alınması da şikayetleri giderebilir veya azaltabilir.Bilinen ciddi alerjik reaksiyon riski taşıyan kişiler, doktorlarının önerdiği hazır epinefrin enjektörlerini yanlarında taşımalı, uyguladıktan sonra en yakın hastaneye gitmelidirler.
İkibinden fazla yılan türünün 300'ü insanlara zarar vermektedir. Yılan ısırmasında zehrin vücuda girdiği yerde ağrı, şişme, deride renk değişimi, bulantı, baş ve kas ağrıları, halsizlik, felç ve solunum sistemine etki sonucu ısırılan kişinin yaşamını yitirme olasılığı vardır.
Engerek yılanları kan hücrelerini eritir ve pıhtılaşmaya etki eder. Dolaşımın bozulması sonucunda kişi kaybedilebilir. Zehirli yılanın türünün belirlenmesi hasta için önemlidir. Zehirli yılanın sokması sonucu meydana gelen hastalığın ağırlık derecesi, vücuda giren zehrin miktarı, özelliği ve bireyin direncine bağlıdır.
Yılan sokmasında kişi hemen yatırılmalıdır. Yaralı bölgenin 8-10 cm kadar üzeri bir mendil ya da kravat ile bağlanmalıdır. Yaralı bölge soğuk su ile yıkandıktan sonra buz uygulanmalıdır ve sağlık kuruluşuna götürülmelidir. Yılan sokmalarında, sokan yılan, mümkünse etkisiz hale getirilerek tanı koyulabilecek merkeze götürülmelidir.
Denizanaları da bazen insanlar için sorun oluşturabilmektedir. Denizanası temasında yanma, kızarıklık, şişlik ve ağrı belirtileri görülür. Bu belirtiler bir kaç saatte geçebilir. Ancak zehirli olan denizanası temasında zehirleyen türün büyüklüğü, kişinin bağışıklık sistemi ve yaşına göre ciddi sonuçlar ortaya çıkabilir.
Genel olarak ciddi denizanası zehirlenmelerinde kas krampları, karında şişlik, his kaybı, ciddi sırt ağrısı ve konuşma zorluğu görülür. Deriye temas eden canlı en kısa sürede deriden uzaklaştırılmalı ve hasta hemen bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir.
Bütün balıklar insanlar için yararlı değildir. Balıkların da zehirli olanları vardır. Balıktan zehirlenen kişide halsizlik, baş ağrısı kaşıntı, hissizlik ve felç görülebilir. Kişi solunum yetmezliği ile kaybedilebilir. Zehirlenen kişi, en kısa sürede kusturulup midesi yıkanmalı ve tedavinin düzenlenmesi için bir sağlık kuruluşuna götürülmelidir.
Türü tanınmayan balıklar, fazla dikenli ve yüzgeçli olanlar elle tutulmamalıdır. Ayrıca plaj olmayan yerlerde denize çıplak ayak ile girilmemelidir.
Balık çarpması ya da ısırması sonrasında lokal bir ağrı oluşabilir. Yaralı bölgenin rengi solar, morarır, şişer ve şok ile kişi kaybedilebilir. Yaralanan bölgede his bozukluğu, yaranın enfekte olması, solunum güçlüğü ve halsizlik aylarca kalabilir. Ağrının hafifletilmesi ve yaralı bölgenin enfeksiyon riskine karşı, yaralanan bölgenin üst kısımdan bağlanması, yaranın deniz suyu ile hafifçe yıkanması, yaralanan bölgenin bir saat boyunca soğuk suda tutulması yararlıdır. Yara yeri antiseptik solüsyon sürülerek steril gazlı bez ile kapatıldıktan sonra, enfeksiyonu önlemek ve tetenoz aşısı olmak için, zaman kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Aşırı sıcakların etkisini azaltmak için insanlar klimalara yönelmektedir. Klimaların blinçsiz kullanımı yeni sorunlara yol açmaktadır. Bunun için aşağıdaki uyarıların önemsenmesi son derece önemlidir.
Duvar tipi ve multi sistem klima cihazların filtreleri 15 günde bir, tavan tipi klima cihazların filtreleri ise yılda bir kez temizlenmelidir. Bu süreler ortamın tozluluk derecesine göre değişebilir.
Split ve Multi tip klima cihazlarının ön tarafında yer alan ve havayı temizleyen elektrostatik filtre her 3 ayda bir değiştirilmelidir.
Zamanında değiştirilmeyen filtreler, insan sağlığını ciddi olarak tehdit edebilir, özellikle bundan çocuklar ve yaşlılar daha çok etkilenir.
Sağlık açısından klimanın sıcaklık ayarı 23 derecenin altına getirilmemeli, nem düzeyi yüzde 50 olmalı, klimanın önünde terli oturulmamalı, araç klimaları yüze ve göğse değil, ön cama doğru olmalıdır.
Terli sıcak havadan klimalı ortama girince vücutta aniden buharlaşma meydana gelir. Bu da bel ve boyun kaslarında tutulma ve ağrıya neden olur. Özellikle çocuklar ve yaşlılar aniden soğuk ortama girince vücut dirençleri düşer. Bu da hastalanmalarını kolaylaştırır.
İşyerleri ve alışveriş merkezleri gibi büyük mekanlarda aynı havanın sürekli dolaştırılmasından dolayı ağız kuruluğu, göz sulanması ve burun tıkanıklığı gibi etkiler ortaya çıkar. Temizliği yapılmayan havalandırma sistemleri enfeksiyon hastalıklarına yol açar.
Isıtma veya soğutma bakımından yanlış sıcaklık değerlerinde çalışan, iç ünite bakımları, temizlikleri düzenli yapılmayan, ortam içerisinde uygun olmayan hava akımları yaratan klima cihazları sağlık açısından ciddi riskler yaratmaktadır. Ayrıca taze hava transferi olmayan klima sistemlerinde ortama taze hava girişi olmadığından dolayı ortamın iç hava kalitesi kolaylıkla bozulur. Bu nedenle, kalp, astım gibi hastalıkları olanların bu ortamlarda uzun süre kalmaları tehlikeli olabilir.
Klima alırken öncelikle klimanın verimliliğine bakılmalıdır. Klimanın verimini belirleyen faktör COP değeridir. Bu değer bütün klimaların etiketlerinde mevcuttur. COP değeri klimada ne kadar büyükse o klima o kadar verimli çalışıyor demektir. Alacağınız klimaların mutlaka ulusal ve uluslararası standartlara uygunluk belgeleri olmalıdır.  KLİMANIN DOĞRU KULLANIMI HABERİ İÇİN TIKALTIN
YORUM YAPIN
Hüküm & Koşullar
Rapor