Deprem ülkemizin önemli bir gerçeği. Türkiye'nin dörtte üçünden fazlası deprem bölgesi konumundadır. Bu nedenle depremle ilgili eğitim ve bilgilendirme çalışmaları çok önem kazanmaktadır. Bu çalışmları yapan çok sayıda kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütü bulunmaktadır. Sivil toplum örgütlerinden biri de Afete Hazırlık ve Deprem Eğitimi Derneği - AHDER.

AHDER'in, çocukların afet ve afetlere hazırlık bilincini arttırmaya yönelik olarak hazırladığı rehber, deprem öncesi, sırası ve sonrasında neler yapılması gerektiği konusunda önemli bilgiler sunmaktadır. Derneğin çalışmalarına Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara da katılıyor. AHDER'in internet sitesinde çocuklar "Deprem Dede"ye sorular yöneltebiliyorlar.

Sitenin "Deprem Dede Depremi Anlatıyor" başlıklı sayfasında deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında ne yapılması gerekir sorularına verilen yanıtları derlemeyi uygun gördük.

DEPREM ÖNCESİ NELER YAPABİLİRİZ?

  1. Yapılacak ilk iş depreme güvenli evlerde oturmak diğeri ise eğitimdir.

  2. Deprem olduğunda uygulamak üzere ailenizle bir plan yapmalısınız; bunları deprem olmadan uygularsak, deprem sırasında paniğe kapılmayız.

  3. Yatağınızı aynalardan, camlardan, dolaplardan uzak yerlere yerleştirin. Ağır eşyaları üst raflara koymayın. Üzerinize düşebilecek eşyaları ailenize danışarak düşmeyecek şekilde yerleştirin.

  4. Bir deprem çantası hazırlayın.

  5. Yatarken oda kapılarını açık bırakın. Gece yatarken cam kırılmasına önlem olarak perdelerinizi kapalı tutun.

  6. Yatağınızın yanında el feneri ve terlik bulundurun.

  7. Sarsıntı sırasında çıkışı engelleyecek dolap, masa gibi eşyaları kapı yanına koridorlara ve çıkış yollarına koymayın, devrilebilecek eşyaları büyüklerinizden yardım alarak devrilmeyecek duruma getirin.

  8. Kitap raflarını, dolapları duvara tutturun.

DEPREM ÇANTASININ İÇİNDE NELER OLMALI?

İlk yardım çantası, el feneri ve yedek pili, pilli radyo, düdük, bir miktar para, telefon jetonu veya kartı, bir şişe su, bisküvi ve konserve gibi bozulmayacak (belli aralıklarla yenileriyle değiştirmeniz gereken) yiyecekler. İç çamaşırı, çorap, bir hırka ya da kazak. En önemlisi, eğer sürekli kullandığınız bir ilaç varsa mutlaka çantada bulunmalıdır.

DEPREM ANINDA KENDİMİZİ NASIL KORUYABİLİRİZ?

  1. Her şeyden önce deprem anında sakin olmaya çalışın.

  2. Her yerde en önemlisi; başınızı ve boynunuzu koruyun. Eğilin, kapanın ve tutunun.

  3. Evdeyseniz; pencere ve camlardan uzak sağlam bir masa veya mobilyanın yanına eğilin, kapanın ve tutunun. Özellikle koltuk yanı gibi sağlam eşyaların yanına eğilin ya da yan yatın, başınızı ve boynunuzu kapanarak koruyun ve tutunun. Kitaplık ve kitaplar, müzik seti ve televizyon düşebilir. Deprem sırasında yatağınızda uyuyorsanız, hemen yatağın yanına inin, eğil-kapan-tutun pozisyonuna geçin.

  4. Okuldaysanız; sıranızın yanına ya da sıraların arasına eğilin, kapanın ve tutunun. Başınızı ve boynunuzu ellerinizle ya da yumuşak bulduğunuz bir şeyle koruyun. Yüzünüzü pencere ve camlardan uzak tutun.

  5. Koridordaysanız; yakınınızda masa ve sıra yoksa, bir duvarın yanına eğilin ve kapanın.

  6. Kütüphanedeyseniz; kitapların üzerinize düşmeyeceği bir yere ve pencerelerden uzak bir yerde eğilin, kapanın ve tutunun.

  7. Açık havadaysanız; pencerelerden, binalardan, elektrik tellerinden uzak ve boş bir noktaya doğru gidin. Gidemiyorsanız, binalardan uzak bir yerde eğilin, kapanarak başınızı ve boynunuzu koruyun. Çocuk bahçesinde kaydırak, tahterevalli, salıncak gibi oyun araçlarından uzaklaşın.

  8. Arabadaysanız; şoföre; direk, alt-üst geçit ve köprülerden uzak bir yerde durmasını söyleyin ve arabayı terk etmeyin. Sakin olun, panik yapmayın.

  9. Tiyatro ya da sinemadaysanız; sakin olun. Yetkililerin anonslarını bekleyin. Kapılara koşmayın. Sıraların arasına eğilin, başınızı korumak için kapanın, uygun bir yer varsa tutunun. Eğer üzerimize düşecek bir şey varsa (tavanda sallanan avize gibi) başka bir yere geçin.

  10. Market ya da alışveriş merkezlerindeyseniz; panik yapmayın. Büyük kolonlardan, raflardan ve dolaplardan uzak durun. Yangın çıkışlarına, merdivenlere ve yürüyen merdivenlere ve asansörlere koşmayın. Anonsları dinleyin, mağaza güvenlik personelinin uyarılarını yerine getirin. Satın aldığınız eşyaları bırakın. Tezgâh yanlarına eğilin, kapanın ve tutunun.

DEPREMDEN SONRA NELER YAPMALIYIZ?

  1. Deprem sonrası yapmanız gereken en önemli iş yaralı olup olmadığınızı kontrol etmektir.

  2. Sakin olmaya çalışın ve çevrenizdeki seslere kulak verin.

  3. Depremden sonra ailenizle daha önceden belirlediğiniz buluşma yerlerini düşünün. Ailenizle birlikte değilseniz ve yalnızsanız bu yerlere ulaşmaya çalışın.

  4. Evden çıkarken gaz, su vanalarını ve elektrik düğmelerini kapatın ya da kapatılması için uyarıda bulunun. Herhangi bir gaz kaçağı olasılığına karşı kibrit, çakmak gibi alev çıkaran araçları kullanmayın.

  5. Pilli el feneri kullanabilirsiniz. Evden çıplak ayakla çıkmayın; cam kırıklarına basıp yaralanabilirsiniz. Evinizden çıkarken kesinlikle asansörü kullanmayın, tehlikeli olabilir. Merdivenler zarar görmüş olabilir, çok dikkat edin.

  6. Deprem çantanızı yanınıza almayı unutmayın.

  7. Yetkililer size ne yapmanız gerektiğini anons ediyorlarsa onları dinleyin. Eğer böyle bir duyuru yoksa sarsıntının bittiğinden emin olunca açık bir alana gitmeye çalışın.

  8. Büyük depremlerde evimiz yıkılmamış olsa bile içine girmemiz tehlikeli olabilir. Eve girmek için yetkililerin evinizi görmeleri ve girmemizi onaylamalarını bekleyin.

  9. Dışarıda yaşarken yetkililerin uyarılarını uygulayın. Büyük depremlerden sonra sürekli asılsız söylentiler ve haberler yayılır. Bu asılsız haberlere inanmayın. Siz de asılsız bu tür haberler yaymayın. Artçı depremler ve olası depremler ile ilgili haberleri sadece yetkililerden dinleyin. Bunlar; Kandilli Rasathanesi, Afet İşleri Genel Müdürlüğü, ilinizdeki valilik, kaymakamlık ve emniyet müdürlükleri ile Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğü gibi kurumlardır.

8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Internationaler Frauentag" (International Women's Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda anılıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde anılması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak anılmasını kabul etti. Birleşmiş Milletler'in sitesinde günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York'ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmamıştır.

TÜRKİYE'DE 8 MART KADINLAR GÜNÜ

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 12 Eylül 1980 sonrasında dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya başlandı.

İnternet kullanımı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de gittikçe artmaktadır. Bilgiye kolay ve hızlı erişmeyi sağlayan internet insan yaşamına büyük yararlar sağlamaktadır. Ancak bazı tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. Kablosuz internet kullanımı sağladığı kullanım kolaylıkları açısından daha çok tercih edilmektedir. Ne var ki gerekli önlemler alınmazsa kablosuz internet kullanıcıları ciddi sorunlarla karşılaşabilmektedir.

Haberiniz olmadan komşunuz, kablosuz ağ üzerinden ADSL modeminizi kullanarak internet ortamında suç işleyebilir ya da bilgisayarınızdaki banka şifreleri, e-posta, web server erişim bilgileri gibi tüm kişisel bilgilerinizi çalabilir. ADSL hattı üzerinize kayıtlı olduğu için bu durumda işlenen bütün suçların sorumlusu siz olursunuz. Biraz bilgisayardan anlayan sıradan bir kullanıcı bile sizden habersiz internet hattınıza ortak olabilir. Hele bir de ADSL hesabınız sınırlı bir kotaya sahipse kısa sürede kota aşımı söz konusudur. Komşunuz internetten film, resim, müzik gibi yüklü dosyalar indirdikçe hesabınızdaki kota aşımından kaynaklanan her fatura tutarını da kuzu kuzu ödemek zorunda kalırsınız.

Bu duruma düşmemek için ivedilikle yapılması gereken işlemler önemsenmelidir. Öncelikle bilgisayarınıza güncel antivirüs, güvenlik duvarı ve işletim sisteminizin güncel yamalarını yüklemeden internette dolaşmayın. Tanınmamış sitelerden kesinlikle dosya indirmeyin. Aksi halde korumasız bilgisayarınızla web sitelerini gezerken indirdiğiniz dosyalardan biriyle bilgisayarınızı zombiye (Zombi, sizin denetiminizden çıkıp başkasının kumandasına geçen bilgisayara verilen ad.) çevirecek kötü yazılımları kendi elinizle yüklersiniz. Siz internete bağlı halde word programında yazı yazarken, arka tarafta zombi bilgisayarınız sağa sola saldırır; ruhunuz bile duymaz. Artık birçok hacker, saldırıları tek başına yapmıyor. Önceden zombileştirdiği yüz binlerce bilgisayarla bir web sitesine saldırıp, yoğun istekte bulunarak oluşturduğu trafikle siteyi hizmet veremez hale getiriyor. Bu sırada kimse o siteye erişemiyor. Bu bir banka web sitesi ise müşterilerine hizmet veremediği için milyon dolarlara varan zararlara uğrayabiliyor. Bazı hackerlar ise bu zombi bilgisayarları spam mail dağıtmak için kullanıyor. Bize gelen spam maillerin sürekli IP adresinin farklı olması, bu maillerin farklı IP'lere sahip zombi bilgisayarlarla gönderilmesinden kaynaklanıyor. Eğer bilgisayarınıza saldırılarak kişisel bilgilerinizin ele geçirilmesini veya bilgisayarınızın bir zombiye dönüştürülerek sağa sola saldırmasını istemiyorsanız ilk başta güvenlikle ilgili temel bilgileri öğrenmeniz gerekiyor. Bu öğrendikleriniz, bilgisayarınızı ve ADSL modeminizi güvenli bir şekilde yapılandırmanızda ve internet ortamında bilinçli bir kullanıcı olarak dolaşmanızda fayda sağlayacaktır. İNTERNET GÜVENLİK BİLİNCİ YETERSİZ 2000'li yılların başında sıradan telefon hatları üzerinden çalışan ADSL (Asimetric Digital Subscriber Line-Asimetrik Sayısal Abone hattı) ile tanışan Türkiye'de ADSL kullanıcı sayısı kısa sürede 5 milyonları aştı. 2008 verilerine göre yaklaşık 20 milyon internet kullanıcısı olduğu varsayılan ülkemiz internetin yaygınlaşmasıyla birlikte güvenlik konusunda bilinçsiz ve dikkatsiz kullanıcılar yüzünden dünyada en çok zombi bilgisayara sahip ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Farklı amaçlarla evlerine ADSL yolu ile internet erişimi alan kullanıcıların çoğu, internet erişimini kurarken güvenliğe hiç önem vermiyor. Son zamanlarda dizüstü bilgisayar kullanımının artmasıyla birlikte yaygınlaşan kablosuz ağlarda yeterince önlem alınmadığı için internetteki güvenlik riskleri her geçen gün artıyor. Bu kullanıcılar, internete erişimde de güvenlik tedbirlerini hiç almıyor ya da eksik yapılandırma yapıyor. Özellikle internette dolaşmamızı sağlayan bilgisayardan sonra en önemli aygıt olan ADSL modem, güvenlik açısından düzgün yapılandırılmıyor. En büyük hata, modemle birlikte gelen kitapçıktaki kurulum önerilerini okumadan aceleyle hemen kuruluma başlanmasıdır. ADSL MODEM GÜVENLİĞİNDE 10 ALTIN KURAL 1. İlk olarak ADSL modem satın alırken modemin, Telekomünikasyon Kurumu onaylı olmasına, garanti süresine, satan firmanın teknik destek verip vermediğine, kurulum programının kolaylığına, Türkçe kullanım kitapçığı olup olmadığına dikkat edin. ADSL modeminizin default (varsayılan) yönetim amaçlı web ara yüzü şifresini, kurulum sırasında mutlaka değiştirin. 2. ADSL aboneliği sırasında size internet erişim sağlayıcısı tarafından verilen şifreyi https://adslkota.ttnet.net.tr/adslkota/login.jsp adresine girerek değiştirin. Değiştirdiğiniz bu şifreyi modem ayarlarında kullanıcı adı ve şifre olan bölüme yeni şekliyle eklemeyi unutmayın. 3. Tüm şifreleriniz en az 8 karakterli olmalı. 12345, abc123, aaaa, asdf, qwerty, gibi karakter ya da rakam dizisi veya klavyede ardışık giden tuşlardan birini, deneme, password, test gibi sözlükte bulunan kelimelerden herhangi birini kesinlikle şifre olarak vermeyin. Şifrede en az birer adet büyük harf, küçük harf, rakam ve özel karakter (. , + * ! gibi) bulunmalıdır. Güvenliğin artırılması için şifre tamamen anlamsız bir karakter topluluğu olmalı (3f6KsG!f gibi) ve asla tahmin edilememelidir. 4. Çoğu modemde default açık olarak gelen FTP (21) ve Telnet (23) portlarını mutlaka kapatın. Modeminizdeki hangi portların açık olduğunu https://www.t1shopper.com/tools/port-scanner/ sitesine girerek kontrol edebilirsiniz.

5. ADSL modeminizin yönetim paneline internetten erişimi kapatın. Modeme sadece sizin bilgisayarınızdan erişim yapılabilmesini sağlayın. 6. ADSL modemde otomatik IP dağıtımı yapan DHCP servisini kesinlikle devre dışı bırakın. 7. ADSL bağlantınızı bir başkasıyla paylaşmayın. Paylaştığınız kişinin internet üzerinde yapacağı her işlemin yasal olarak sorumlusu siz olacaksınız. Çünkü ADSL sizin üzerinize kayıtlı. 8. ADSL modeminizin kablosuz bağlantı özelliği varsa, şifreleme teknolojilerinden, sakın WEP (Wireless Equivalent Privacy) kullanmayın. Çünkü artık WEP internetten de kolayca bulunabilecek birçok program kullanılarak kırılabiliniyor. WEP'e göre güçlü bir şifreleme yöntemi olan WPA2 (Wi-Fi Protected Access 2) kullanabilirsiniz. Ancak güvenlik seviyesini artırmak için en az 40-50 karakterli karmakarışık rastgele bir şifre belirlemeyi unutmayın. 9. Modeminizdeki MAC adresi filtrelemesini aktif hale getirerek kablosuz ağa bağlanacak cihazları kısıtlayın. 10.Kullanmadığınız zamanlarda kablosuz ağınızı mutlaka kapatın.

Her eğitim öğretim yılının sonu yaklaştıkça aileler, çocularının yaz tatilini nasıl değerlendireceklerini düşünmeye başlar. Birtakım çözümler üretmeye çalışır. Çözümlerden biri de yurtdışındaki yaz okullarıdır. Birçok aile çocuğunun farklı kültürleri görüp yaşamasını, sosyal etkinliklere daha fazla katılmasını, kültürel birikimini artırmasını sağlamak amacıyla yaz okullarına göndermeye çalışır. Gençler de değişik ülkeler görmek, yeni arkadaşlar edinmek, çevrelerini genişletmek, eğlenmek ve farklı eğitimler almak için yaz okullarını tercih ediyorlar. Ancak yaz okulları artık bunlarla sınırlı değil. Bazı yaz okullarında alınan dersler buradaki okullarda kredi olarak geçerli olabiliyor. Bu da Türkiye'de okulunuzu erken bitirmeniz anlamına gelebiliyor.

Üniversitede okuyanlara Harvard, Yale, UCLA gibi üniversitelerin kapıları yaz okulları ile açılırken, doktorlara, hukukçulara, veterinerlere özel programlar, turizm başta olmak üzere birçok alanda staj olanakları, ailece yapılabilecek yaz kampları, 50 yaşın üzerindekilere özel yaz hobi okulları gibi birçok seçenek mevcut.
Hatta bu seçenekler ve modeller o kadar büyük bir hızla genişliyor ki, öğrencilerin de velilerinde kafası karışmış durumda. Global Vizyon Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı Genel Koordinatörü Güler Taylan bu duruma sizler için bir açıklık getirdi;

GRUP KATILIMLI YAZ OKULLARI

Asgari 10 öğrencinin katılımı ile aynı okuldan grup olarak yaz okullarına gidilebilir. Bu durumda öğrencilerle birlikte bir grup lideri (öğretmen) görev alır. Grup olarak katılımın avantajlarının yanısıra dezavantajlarının da olduğu göz ardı edilmemelidir. Özellikle aynı okuldan çok sayıda öğrenci ile gidilen yaz okullarında öğrenci başka ülkelerden arkadaş edinmede zorluk çekebilir ve yeterli dil pratiği yapamayabilir.

BİREYSEL KATILIMLI YAZ OKULLARI

Grup olarak katılımın oluşturabileceği dezavantajları yaşamak istemeyen veliler çocuklarının bireysel olarak yaz okullarına katılımını isteyebilir. Öğrenci bireysel veya küçük gruplarla yolculuk yapar, havalimanında okul yetkilileri tarafından karşılanır.
Bu programa genelde bağımsız olabilen ve günlük konuşmaları yapabilecek kadar yabancı dil bilen öğrenciler katılır. Bireysel ve küçük gruplarla yaz okullarına katılan öğrencilerin İngilizce gelişimleri çok hızlı olmaktadır.

8-18 YAŞ İÇİN YAZ OKULLARI

Yaz kurslarının en önemli özelliği eğitimin yanında tatil amaçlı düzenleniyor olmasıdır. Eğitimlerini genellikle sabah saatlerinde veren okullar öğleden sonra okulun öğrencileri için çeşitli sosyal, sportif ve kültürel aktivitelerle programlarını zenginleştirirler.
Burada amaç öğrencilerin hafta boyunca sınıfta öğrendiklerini pratik olarak pekiştirmeleri ve diğer ülkelerden gelen öğrencilerle iyi vakit geçirerek, kaynaşmalarını sağlamaktır.
Haftasonları ise okul yakın çevrede bulunan tarihi ve turistik bölgelere geziler düzenleyerek öğrencilerin vakitlerini en verimli şekilde geçirmelerini sağlar. Bu gezilerde öğrenciler bir yandan bölgenin tarihi ve kültürel özellikleri hakkında bilgi sahibi olurken, diğer yandan yabancı dillerini pratik yaparak geliştirirler ve diğer ülkelerden gelen öğrencilerle kaynaşarak uzun süreli dostluklar kurabilirler.

LİSE ÖĞRENCİLERİ İÇİN YAZ OKULLARI

Türkiye'de İngilizce eğitim veren liselerde okuyan ve orta düzey ve üzerinde İngilizce bilenler için "Elit Yaz Okuları" ve "Summer Discovery" kursları en uygun seçeneklerdir.
Bu kurslar dünyanın önde gelen; Cambridge Üniversitesi, Kaliforniya Üniversitesi, Georgetown Üniversitesi ve Michigan Üniversitelerinde veya seçkin liselerde düzenlenir. Yaz aylarında dünyanın en iyi üniversite veya lise kampüslerinde 10-18 yaş arası öğrencilere yönelik olarak yaz okulu programları düzenlenmektedir.
Elit yaz okullarında İngilizce dersleri yanı sıra üniversiteye yönelik kredi dersleri veya bazı lise dersleri izlenebilir veya sanat ve spor alanlarından birinde, yoğun kurslar yapılabilir.

Programlara yabancı öğrenciler yanı sıra Amerikalı ve İngiliz lise öğrencileri de katılır. Elit yaz okullarında öğrenciler İngilizce dersleriyle parelel olarak ;" Antropoloji, Sanat ve tasarım, Astronomi, Gökbilimleri, Biyoloji ve Kimya, İletişim, Bilgisayar programcılığı, Ekonomi, İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Tarih, Matematik, Müzik, Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Dilbilimleri, Konuşma, Tiyatro gibi ekstra dersler izlerler bu dersleri üniversite eğitimlerinde kredi olarak kullanabilirler. Ayrıca dileyen öğrenci; SAT ve TOEFL hazırlık kursları alabilir.
Öğrencilerin katılabileceği etkinliklerden bazıları; bisiklet turu, voleybol, futbol, yetenek yarışmaları, geziler, barbekü, yüzme, tenis, pop müzik, okçuluk, disko, tenis, binicilik, dans, bilgisayar oyunları, yelken, golf, tasarım ve güzel sanatlar.
Program başlangıç tarihleri genellikle 27 Haziran' dan sonradır. Örneğin Cambridge Üniversitesi'nde 27 Haziran'da başlayan programın 4 haftalık paket ücreti 7399'USD dır. Summer discovery ile ilgili daha detaylı bilgiyi www.summerfun.com adresinden alabilir diğer elit okullar için www.globalvizyon.com yaz okulları kısmına bakabilirsiniz.
Aileler ve Çocuklar için Birlikte Yaz Okulları
Öğrenmenin yaşı olmadığını düşünen ebeveynler çocukları ile birlikte yabancı dil programlarına katılabiliyor. Çocukları kendi yaşıtları ile birlikte yabancı dil programı izlerken; aileler de isterlerse yetişkinlere özel programa katılıyorlar.
İsteyen aileler sadece konaklama olanağından yararlanıp, gezilere katılabilirler. Aileler ister yabancı bir ailenin yanında konaklayabilir, isterlerse oda-kahvaltı hizmetinden yararlanabilir veya çocukları diğer öğrencilerle birlikte yurtta kalırken kendileri yakın bir yerde aile yanında veya otelde konaklayabilirler.

İYİ ÜNİVERSİTELERDE YAZ OKULLARI

Harvard Universitesi, Yale Üniversitesi, UCLA, London School of Economics yaz okulları için başvuruda gecikmemek gerekli. Türkiye´de bir üniversitede okuyan ve İngilizce engeli bulunmayan öğrenciler artık her yaz dünyanın saygın üniversitelerinde 500 farklı konuda 2 hafta ile 6 hafta arasında programa katılabiliyorlar. Her yıl Haziran veya Temmuz´da başlayan programlar için kontenjanlar sınırlı...

DİL YETERLİLİK SINAVI YAZ OKULLARI

TOEFL, IELTS ,GMAT, GRE ve SAT sınavlarına en iyi yaz aylarında Amerika, Avusturya, Kanada ve İngiltere´de yapılıyor. 3 aylık kurslar 1500 dolardan başlıyor. Amerika, İngiltere, Kanada, Avustralya ve diğer İngilizce eğitim veren üniversitelerin lisans ya da yüksek lisans programlarının giriş koşullarından biri olan TOEFL, IELTS, üniversite eğitimi öncesi istenen SAT ya da yüksek lisansta istenebilecek GMAT, GRE sınavlarına hazırlanmak için düzenlenen yaz okulları ortalama 12 hafta sürüyor.
TOEFL,GMAT, GRE ve SAT hazırlık Kursları Amerika ´da New York, Boston, Los Angeles, Miami, San Francisco, Chicago gibi şehirlerde veriliyor. IELTS hazırlık kursu ise İngiltere ve Avustralya´da düzenleniyor.

MERKEZİ SİSTEM SINAVLARI SORULARI

MERKEZİ SİSTEM SINAVLARI SORULARI

Merkezi sistem sınavları sorularına buradan ulaşabilirsiniz.

ÖSYM sayfasına yönlendirilirsiniz.


ÜNİVERSİTE TAVAN - TABAN PUANLARI

2014 YGS-LYS FAKÜLTELERİN TAVAN ve TABAN PUANLARI

ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN İLK 100 ADAY

2011 ÖSYS'DE ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN İLK 100 ADAY