İnsanların çoğu hafıza zayıflığından yakınırlar. Yakınmaları ortadan kaldırmak için de herhangi bir şey yapmazlar. Oysa hafıza zayıflığının yarattığı sonuçları azaltmak ya da tümüyle ortadan kaldırmak mümkün. Konunun uzmanları, hafıza zayıflığından şikayetçi olan bireylerin, bazı eylemleri düzenli yapmasıyla şaşırtıcı sonuçlara ulaşabildiğini belirtmektedirler. Beyin kaslarını harekete geçirerek, daha güçlü hafızaya sahip olabilmenin mümkün olduğunu vurgulayan uzmanlar, daha iyi bir hafıza için aşağıdaki 10 kurala dikkat çekmektedirler:

  1. Bir şeyi öğrenmek için el hareketleri kullanmak beynin anımsama yapmasında kolaylık sağlıyor.
  2. Televizyon izlemek, kitap okumak ve müzik dinlemek gibi aktivitelerle beyni meşgul etmeden kesintisiz en azından 6 saat uyuma hafızayı onarıyor.

  3. Sakinleşmek ve stresten uzak durmak beyne ciddi anlamda yardımcı oluyor.

  4. Egzersiz, tüm vücuda özellikle beyindeki hafıza bölümlerine ulaşarak kan akımını hızlandırıyor.

  5. Brüksel lahanası, brokoli, kabak, yapraklı yeşillikler, kiraz, kırmızı elma, patlıcan ve üzüm gibi parlak renkteki sebze ve meyve yemek hafızayı kuvvetlendiriyor.

  6. Okumak ve okunan kitabı tartışmak hafızayı güçlendiriyor. Beyindeki düşünmeden sorumlu bölgeyi güçlendirmek için okunan şeyin tercüme edilmesi de etkili oluyor.

  7. Koku, hatırlamaya yardımcı oluyor. En kuvvetli ve ekonomik koku ise biberiye. Konsantrasyon ve dikkat sorunu çeken kişilere biberiye içerikli parfüm öneriliyor.

  8. Tek bir şeyle ilgilenmek. Örneğin, kitap okurken televizyonun açık olmaması, yemek yaparken telefonla konuşmamak gibi...

  9. Şarkı ezberlemek.

  10. Sürekli yeni şeyler öğrenmek.

Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan bazı doğa olayları insanları derinden düşündürüyor. Örneğin Danimarka'da her ilkbaharda, gün batımına yaklaşık yarım saat kala, milyonlarca kuş bir araya gelip, gökyüzünde inanılmaz şekiller oluşturarak uçuyor. Mart ayından Nisan'ın ortalarına kadar, her akşam gün batımına yarım saat kala bir araya gelen bu milyonlarca kuşun neden böyle davrandığını bilim adamları tam olarak açıklayamıyor. Ayrıca dünyanın her yerinde zaman zaman gökkuşağı oluşuyor. Ama ABD'nin Idaho Eyaleti'nde oluşan gökkuşakları bir başka. Görenleri hem şaşırtan hem de büyüleyen türden. Doğanın gizemli olaylarından bazılarını resimleriyle birlikte aşağıdaki yazıda bulacaksınız.

HAREKET EDEN TAŞLAR:

ABD'nin Kaliforniya ile Nevada eyaletlerinin sınırında bulunan Death Valley (Ölüm Vadisi), "hareket eden taşları" ile yıllardan beri bilim adamlarını çekiyor. Günlerce gözlemlenen taşların yer değiştirmesi ise tüm araştırmalara rağmen açıklanamıyor. Bir teze göre, rüzgar, taşların kum üzerinde kaymalarını sağlıyor. Ancak yüzlerce kiloluk taşları hareket ettirecek kadar şiddetli rüzgarlar kaydedilmiyor. Ayrıca aynı noktadan hareket etmeye başlayan taşların nasıl olup da farklı yönlere yöneldiklerini kimse açıklayamıyor. Rüzgar teorisine karşı çıkanlar "Rüzgar, aynı noktadan hareket etmeye başlayan iki taşı aynı yöne kaydırır. Ama burada durum farklı" diyor. Büyük muamma sürüyor.

 

KARA GÜNEŞ:

Danimarka'da her ilkbaharda, gün batımına yaklaşık yarım saat kala, milyonlarca kuş bir araya gelip, gökyüzünde inanılmaz şekiller oluşturarak uçuyor. Mart ayından Nisan'ın ortalarına kadar, her akşam gün batımına yarım saat kala bir araya gelen bu milyonlarca kuşun neden böyle davrandığını bilim adamları tam olarak açıklayamıyor.

DİNMEYEN FIRTINA:

Diğer adıyla 'Catatumbo şimşekleri' dünyada eşi benzeri olmayan bir doğa olayı. Venezuela'da Catatumbo Nehri ile Marakaibo Gölü'nün buluştuğu yer üzerinde oluşan bulutların çarpışması sonucu şimşek fırtınası meydana geliyor. 5 kilometre yüksekte oluşan yüksek voltaj nedeniyle yılda 140-160 gece boyunca, her gece 10 saat süreyle şimşekler çakıyor. Şimşekler bazen saatte 280 kez tekrarlanıyor. Bölgede, Şiddeti 400 bin amper olmak üzere yılda ortalama 1 milyon 176 bin elektik boşalma meydana geliyor. Bu nedenle bölge dünyada ozon oluşturan tek yer olarak geçiyor. İnanılmaz 'şimşek fırtınası' ise 400 kilometre mesafeden izlenebiliyor. Gemiler bile yön tayin etmekte şimşekleri kullanıyor.

YANAN GÖKKUŞAĞI:

Dünyanın her yerinde zaman zaman gökkuşağı oluşuyor. Ama ABD'nin Idaho Eyaleti'nde (Washington eyalet sınırında) oluşan gökkuşakları bir başka. Görenleri hem şaşırtan hem de büyüleyen cinsten. Çünkü bu gökkuşakları bildiğimiz gökkuşaklarından çok farklı. Dağılmış gibi görünen ve bir alevi andıran gökkuşağını inceleyen bilim adamları burada meydana gelen fenomeni şöyle açıklıyorlar: Güneş ufuktan 58 derece tepede olduğu sırada, yüksek seviyede cirus tipi bulutlar oluştuğunda ve de bu bulutlar heksagonal (altıgen) su kristallerinden oluştuğunda, güneş ışınları bu bulutlardan geçerken gökkuşağı renkleri oluşuyor.

KIZIL YAĞMURLAR:

2001 yılında, 25 Temmuz'dan, 23 Eylül'e kadar Hindistan'ın Kerala bölgesine yağan her yağmur kızıl renkte oldu. Bölge halkının geleneksel olarak giydiği beyaz renkteki elbiselerde ise yağmur kan kırmızısına yakın bir kırmızıya dönüştü. Hindistan Hükümeti olaya el koyu ve 'kızıl yağmurun' nedeni araştırıldı. Tahminlere göre Hint Okyanusu'nda oluşan mikroskobik kızıl yosunlar buna neden oldu. Ancak 2006 yılında olayla ilgili araştımalarını sürdüren Mahatma Gandhi Universitesi'nden 2 bilim adamı Godfrey Louis ve Santhosh Kumar, aslında dünya dışı hücrelerin
atmosferde yarattığı izotopik reaksiyornların bu yağmurları kızıla boyadığını söyleyince bu garip olay yeniden gündeme geldi.

MAMMATUS BULUTLARI:

Meteorolojide mammatokumulus bulutları olarak da geçiyor. Bulutların altında sarkıtların oluşması son derece ilginç görünüyor. Çok geniş alanları kaplayabilen bu tip bulutlar hareketsiz gibi görünse de ekstrem bir hava durumunun işareti sayılıyor. Ancak bilim, oluşmaları için gerekli faktörleri hala tam olarak belirleyemedi.

PENİTENTES:

Bazı dağ tepelerinde görülebiliyor. Güneş ışınlarının buzullara yansıması sonucunda oluştukları belirtiliyor. Beyaz sivri başlıklar takmış, kortej halinde yürüyen rahibelerin uzaktan görüntüsünü andırdığından "penitenes" adı verilen bu garip doğal oluşumun neden sadece bazı yerlerde meydana geldiği bilinmiyor.

SÜPER HÜCRELER:

Genellikle izole ama çok şiddetli fırtınalar doğururlar ve saatlerce sürebilir. Ayrıca bazıları ikiye bölünüp, iki ayrı yöne hareket edebilirler. Bazen hortumlara dönüşebilir. Genellikle çok büyük miktarda dolu ve yağmur bırakırlar. Bu süper-hücreler en büyük dolu taşlarını taşırlar.

ŞEYTAN ATEŞİ:

Diğer adıyla ateş hortumları. Bir kaç metre yüksekliğe kadar ulaşabilen alevlerden oluşan bir hortum. Birkaç dakika sürüyor. Bilim adamlarına göre sıcak hava akımları sonucunda oluşuyor ancak hangi faktörlerin bir araya gelmesinin sonucunda oluştuğu kesin olarak bilinmiyor. Daha çok çalılıklarda çıkan yangınlarda meydana geliyor ama çok ender görülüyor.

BUZ HALKALARI:

Sibirya gibi çok soğuk bölgelerde ortaya çıkıyor. Bazen debisi çok düşük akar sularda da meydana geliyor. Bilim adamları, tam olarak hangi şartlarda oluştuklarını araştırıyor.

MAVİ GÜNEŞ:

Mısır'ın başkenti Kahire yakınlarındaki piramitlerin güvenlik kameraları, 14 Aralık 2006'da saat 16.47'ten başlayan garip bir olayı kaydetti. Güneşin rengi, yaklaşık 15 dakika boyunca maviye döndü. Görüntüler daha sonra bir grup fizikçi tarafından incelendi. "Mavi güneş olayı" ile ilgili hazırladıkları raporda şu ifadeler yer aldı: "Güvenlik kamerası tarafından kaydedilen ve ilk kez belgelenmiş olan 'mavi güneş olayı', bugüne kadar sadece 5 kez yaşanmıştır. En son 'mavi güneş olayı' 1950'de İskoçya'nın Edinburg kentinde meydana geldi."
Ancak bilim adamları yazılı raporlarında, olaya neden olan etkenlere yer vermediler. Bugün de süren araştırmalarla ilgili bazı bilim adamları "mavi güneş olayının" havadaki kirliliğe bağlı olduğunu savunuyor. Ancak bir başka grup bilim adamı, da bu tezi "1950'lerde
bu denli bir hava kirliliği yoktu. Aynı oranda kirlilik yoksa olay nasıl aynı şekilde gerçekleşebilir?" diyerek tartışmayı sürdürüyor.

YGS sınavı yaklaştıkça öğrencilerin kaygısı giderek artıyor. Yaşanan stres ve gerginliği biraz da olsa azaltmak mümkün. Öğrencilerin sınav öncesinde beslenme alışkanlıklarında bazı değişiklikler yapması kaygıyı azaltmada önemli bir rol oynayabilir. Sınav öncesinde ve sınav sabahı tercih edilecek yiyeceklerin öğrencileri etkilediği bilinen bir gerçek. Bu nedenle sınavdan bir kaç gün önce hangi yiyeceklerden uzak durulmalı, neler tüketilmeli, sınav günü kahvaltıda neler yenmeli gibi soruların yanıtları büyük önem taşıyor. Bu konuda uzmanların önerilerini dikkate almanın önemli olduğu aşikardır. Uzman önerilerinin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:

1. Sınavdan bir gün önce rahatlamak için katılacağınız etkinliklerde değişik baharatlı ve kızartılmış besinler tüketmemeye çalışın. 2. Sınavdan bir kaç gün önce ara ve ana öğünlerde dışarıda yemek yememeye çalışın. 3. Tükettiğiniz içeceklerin kafein oranının yüksek olmamasına dikkat edin. Özellikle Red Bul, kola, kahve gibi kafein oranları yüksek içecekleri tüketmemeye çalışın. Bu içeceklerin yerine limonata, ayran, süt ve bitkisel çayları (papatya, ıhlamur, kuru elma gibi) tercih edin. 4. Hazımsızlık yapabilecek lahana, roka, kereviz, pırasa, ıspanak, kuru baklagil gibi sebzeleri tüketmemeye çalışın. 5. Sınav sırasında kan şekerinizi korumak, daha verimli ve kolay soru çözebilmek için; çikolata, şeker, lokum gibi besinler yerine tahıllı ekmeğe sandviç, paket süt, lifli (yulaflı, kepekli) bisküvi, müsli-bar gibi kan şekerinizi yavaş yükselten ve dengeleyen besinleri tercih edin. 6. Sınavdan bir gün önce çok yoğun ve ağır egzersiz ya da yürüyüş yapmamaya çalışın. Ancak sınav stersini azaltmak ve rahatlamak için bir saat açık havada yürümeye önem verin.

SINAV SABAHI KAHVALTIDA NELER OLMALI?
1. Bir dilim beyaz peynir.
2. Bir dilim kaşar peyniri.
3. İki dilim tam çavdar veya buğday ekmeği.
4. Üç ya da dört adet kuru kayısı veya bir tatlı kaşığı pekmez.
5. İki ya da üç adet ceviz veya 4-5 adet zeytin.
6. Bir iki fincan şekersiz elma veya ıhlamur.

KAHVALTI ÖRNEKLERİ

Aşağıdaki kahvaltı örneklerini haftanın günlerine yayarak sağlıklı bir şekilde okula hazırlanabilirsiniz. 1. GÜN

İki dilim tahıllı ekmek, 2 dilim beyaz peynir, 4-5 adet zeytin, bol söğüş salata (domates-salatalık), 1 su bardağı süt. 2. GÜN
İki dilim tahıllı ekmek, 1 dilim peynir, 1 adet yumurta, 2 adet ceviz, bol söğüş salata, şekersiz bitkisel çay. 3. GÜN
Dört beş çorba kaşığı kuru meyveli mısır gevreği, 1 su bardağı süt veya yoğurt, 2 adet ceviz veya 4-5 adet badem. 4. GÜN
İki dilim tahıllı ekmek,1 dilim kaşar peyniri, 1 dilim beyaz peynir, bol söğüş salata, şekersiz bitkisel çay 5. GÜN
Bir dilim tahıllı ekmek, 1 adet yumurtalı ve 1 dilim peynirli omlet veya menemen, 1 tatlı kaşığı pekmez, bol söğüş salata, 1 su bardağı taze sıkılmış meyve suyu.

Kalbi besleyen, koroner arterler adı verilen üç damardan birinin veya dallarının tıkanmasına ve damarın suladığı kalp kasının hasar görmesine kalp krizi denir. Sigara içen, beslenmesine dikkat etmeyen, kolesterolü veya şekeri yüksek kişilerde kalp damarlarının içinde plak adı verilen kolesterol birikintileri vardır. Bu birikintiler hiçbir bulgu vermeyebilir. Fazla sayıda plak olması ve plakların üzerindeki koruyucu tabakanın ince olması yırtılma/kopma riskini artırır. Damar içindeki plakların yüzeyi koruyucu bir tabaka ile kaplıdır. Buna rağmen fiziksel veya duygusal bir yüklenme (ağır kaldırma, koşma veya aniden kötü bir haber alma) veya yağlı ağır bir yemekteki toksik maddeler plağın yırtılmasına neden olur. Yırtılan plağın üzerine hücum eden kan hücreleri kısa süre içinde bir pıhtı oluşturarak damarı tıkaması sonucu kalp krizi gerçekleşir.

KALP KRİZİNDE ÖZELLİKLE KİMLER RİSK ALTINDA? 

1. Kalp krizi en çok 40 yaş üzerindeki erkek hastalarda görülür. Kadınlarda ise daha çok menopozdan sonra ortaya çıkar. Kalp damarlarında tıkanmaya neden olan risk faktörleri ne kadar çoksa kalp krizi riski de o kadar yüksektir.  2. Bir numaralı risk faktörü tansiyon yüksekliğidir. 3. Sigara önemli bir risk faktörüdür. Bağımlılığın azaldığı batı ülkelerinde kalp krizi oranları düşmektedir.  4. Kötü beslenme ve kolesterol yüksekliği damarları tıkayıcı bir rol oynar. Hayvansal gıdalardan, doymuş yağlardan zengin bir beslenme, aşırı miktarda şeker ve şekerli gıdaların tüketimi kolesterol ve şekeri yükselterek kalp krizi riskini artırır.  5. Şeker hastalığı kalp krizi geçirme riskini 2 misli artırır.  6. Koltukta televizyon seyreden, masa başında çalışan insanların riski yüksektir. Düzenli spor yapanların kalp krizi geçirme oranı yüzde 50 daha azdır.  7. Yaş ilerledikçe risk artar. Erkeklerde 55, kadınlarda 65’ten sonra kalp krizi riski her on yılda bir ikiye katlanır.

8. Aileden birinin erken yaşta (erkekse 55, kadınsa 65 yaşından önce) kalp krizi geçirmiş olması riski artırır. l Doğum kontrol hapı kullananlarda, menopoz sonrası hormon tedavisi alanlarda kalp krizi riski artar. Menopoza giren kadınların ateş basması ve terlemelerden kurtulmak için alacakları hormon tedavisi hem kalp krizi hem meme kanseri riskini artırır.  9. Şişmanlık hem riski artırır, hem de krizin daha ağır seyretmesine neden olur.  10. Diş eti hastalıkları da riski yükseltir . GÖĞSÜ AĞRIYAN KİŞİ KALP KRİZİ GEÇİRİP GEÇİRMEDİĞİNİ NASIL ANLAR? 1. Kalp ağrısı göbeğin üstünden çeneye kadar tüm üst göğüs bölgesinde, sol kolun, nadiren sağ kolun iç yüzünde ve sırtta görülebilir. Göğüste baskı olmadan sadece sırtta veya sadece sol kolda ağrı olmaz.  2. Kalp ağrısı bıçak ucu batması veya iğnelenme şeklinde olmaz. Baskı, yanma veya sıkışma şeklinde olur. Hastalar göğüslerine bir ağırlık geldiğini, ezildiğini veya birisinin kalbi ellerinin arasına alıp sıkıştırdığını söyler.  3. Kalp ağrısı genellikle fiziksel veya duygusal bir yüklenme veya aşırı bir yemek sonrası gelir. Koşarken, elinizde yük taşırken, patronunuzla kavga ettiğiniz esnada ya da aniden kötü bir haber aldığınız anda gelebilir. Hiçbir stres olmadan oturduğunuz veya yattığınız yerde gelme ihtimali daha azdır.  4. Kalp ağrısı üç, beş dakika, en fazla on beş dakika sürer. On beş dakikadan fazla sürmesi hastanın kalp krizi geçirdiği anlamına gelir. Sabah başlayan ağrı akşama kadar devam ediyorsa ve hasta bu sırada günlük aktivitesine devam edebiliyorsa bu kalp ağrısı değildir.  5. Kalp krizinde ağrıyla birlikte bulantı, kusma, soğuk terleme, rengin solması gibi belirtiler olabilir.  6. Kadınlarda tipik göğüs ağrısı olmayabilir, kadın hastalar daha çok çabuk yorulmadan ve nefes darlığından şikayet ederler.  7. Kalp ağrısı bazen sadece gaz şeklinde olur. Riskli hastalar durduk yere gelişen bir hazımsızlık atağından gaz ve şişkinlikten her zaman şüphelenmelidir.  KALP KRİZİ GEÇİRDİĞİNİ ANLAYAN KİŞİ NE YAPMALI? 1. Kalp krizi geçirdiğinden şüphelenen bir kişi ilk olarak hemen bir aspirin çiğnemelidir.  2. Yürümek, koşmak doğru değildir. Ayaklar biraz yukarıda olarak uzanıp, istirahat edilmeli.  3. Ambulans çağırın. Bu sırada yakınlarınız sizi önceden belirlediğiniz, 24 saat koroner anjiyografi ve balon/stent işlemi yapma kapasitesine sahip hastaneye bir an önce ulaştırmak için hazırlık yapmalı. Ağrı başladıktan sonraki ilk iki saat içinde hastaneye ulaşmanız halinde balon ve stent uygulanarak tıkanan damarın kalpte kalıcı hasar oluşmadan açılması mümkündür.  4. Doktorunuz daha önce dil altı nitrogliserin verdiyse dilinizin altında emin.  KALP KRİZİ SONRASI DÖNEMDE NE YAPILMALI? 

Kalp krizinin ilk 24 saati çok önemlidir. Ani kalp durmaları ve kalp yetmezliği gibi komplikasyonlar olduğu için hastaların bu dönemi mutlaka hastanenin koroner bakım ünitesinde geçirmesi gerekir. Evde ilaçlarınızı doktorunuzun tariflerine uyarak kullanın. Göğsünüzde yanma, ağrı, baskı gibi şikayetler olması halinde doktorunuza haber verin. Günde en az bir kez tansiyonunuzu ölçün. Büyük tansiyonun 11’in altına düşmesi, 16’nın üzerine çıkması halinde doktorunuzla konuşun. Kalp atışlarında düzensizliğin sık olması, birlikte baş dönmesi ve fenalık hissi halinde doktorunuzla konuşun. Kalp krizi geçirenlerde uykusuzluk, endişe hatta depresyon sık görülür. Olumlu düşünün. Boğazınıza hakim olup, biraz da yürürseniz kalp krizi geçirme riskiniz azalır. İdeal kilonuza inmek için zayıflayın. Yatakta istirahate gerek yok. Ağırlık kaldırmayın ve stresten uzak durun. Mümkünse ilk ay işe gitmeyin, araba kullanmayın ve seks yapmayın. Altıncı haftadan sonra, doktorunuz izin veriyorsa günde 20 dakika hafif tempoda yürüyüş yapabilirsiniz. Asla sigara içmeyin. Hayvansal tüm besinleri bırakıp bitkisel beslenin. Şekerli yiyecekler yemeyin.

KALSİYUM HAPLARI VE  KALP KRİZİ

Osteoporoz tedavisinde kullanılan kalsiyum hapları kalp krizi riskini artırıyor. Amerikalı ve Yeni Zelandalı bilimadamlarının yaptığı araştırma sonucunda osteoropoz tedavisinde kalsiyumun yerinin tekrar gözden geçirilmesi gerektiği sonucuna varıldı.

Kemik miktarındaki azalma ve kemik kırılganlığındaki artma ile seyreden, ''osteoporoz'' olarak bilinen kemik erimesi hastalığının tedavisinde genellikle yaşlıların içtiği kalsiyum haplarının kalp krizi riskini artırabileceği bildirildi.

Amerikalı ve Yeni Zelandalı bilimadamları, 12 bin kişiyi kapsayan 11 araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi.Konuyla ilgili değerlendirme ''İngiliz Tıp Dergisi''nde yayımlandı.

Bilimadamları, kalsiyum haplarının kalp krizi riskini yüzde 25-30 artırdığını belirtti. Riskin, kişinin yaşı, cinsiyeti ve kalsiyum ilacının çeşidinden bağımsız olarak arttığı vurgulandı.

Araştırmacılar, kalsiyum bakımından zengin gıdaların yenmesi gerektiğini belirtiyor.

MERKEZİ SİSTEM SINAVLARI SORULARI

MERKEZİ SİSTEM SINAVLARI SORULARI

Merkezi sistem sınavları sorularına buradan ulaşabilirsiniz.

ÖSYM sayfasına yönlendirilirsiniz.


ÜNİVERSİTE TAVAN - TABAN PUANLARI

2014 YGS-LYS FAKÜLTELERİN TAVAN ve TABAN PUANLARI

ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN İLK 100 ADAY

2011 ÖSYS'DE ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN İLK 100 ADAY