Erasmus programı, yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile işbirliği yapmalarını teşvik etmeye yönelik bir Avrupa Birliği programıdır. Program, yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile ortak projeler üretip hayata geçirmeleri, kısa süreli öğrenci ve personel değişimi yapabilmeleri için karşılıksız mali destek sağlamaktadır.

Bunun yanısıra yükseköğretim sistemini iş dünyasının gereksinimlerine uygun olarak geliştirmek ve üniversite mezunlarının iş dünyasında istihdam edilebilirliğini arttırmak amacıyla yükseköğretim kurumları ile çalışma çevreleri arasındaki ilişkilerin ve işbirliğinin arttırılmasını da teşvik etmektedir. Erasmus Programı'ndan yararlanan öğrencilerin sayısı da programın tanınmasına bağlı olarak her yıl artış gösteriyor.

ERASMUS'TAN YARARLANMADA YÜZDE 9,4 ARTIŞ VAR 2008-2009 akademik yılında , bir önceki yıla göre Türkiye'den Erasmus Programı'ndan yararlananların sayısı yüzde 9.4 artarak 6 bin 919'a ulaştı. Ortalama olarak 5–6 ay bir Avrupa ülkesinde eğitim programlarına katılanların % 54'ünü erkekler oluşturdu.

Avrupa Birliği Eğitim ve Gençlik Programları Merkezi Başkanlığı, katılımcılara son eğitim döneminde AB ortalamasının (ayda 252 Avro) üzerine çıkarak aylık 452 Avro hibe verdiği eğitim programına en çok öğrenci Ege Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Sakarya Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve Selçuk Üniversitesi'nden gitti.

Öğrencilerin yanı sıra geçen yıl bin 52 öğretim elemanı da yurt dışındaki üniversitelerde Erasmus Programı'ndan yararlanarak ders verdi.

En fazla öğretim elemanı gönderen ilk beş üniversite, Sakarya Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi, Pamukkale Üniversitesi, Süleyman Demirel Üniversitesi ve Adnan Menderes Üniversitesi oldu.

ERASMUS PROGRAMININ AMACI

Erasmus Programı Avrupa'da yüksek öğretimin kalitesini artırmak ve Avrupa boyutunu güçlendirmek olarak tanımlanmaktadır. Ülkeler arasında üniversite işbirliğini teşvik etmek, öğrencilerin ve eğitimcilerin Avrupa'da karşılıklı değişimini sağlamak, programa katılan ülkelerdeki çalışmaların ve alınan derecelerin akademik olarak tanınması ve şeffaflığın gelişmesine katkıda bulunmak programın diğer amaçları arasındadır.

1987 yılından beri yürütülen Erasmus Programı çerçevesinde bugüne kadar 1,5 milyondan fazla yükseköğretim öğrencisi, değişik Avrupa ülkelerinde öğrenim hayatının bir bölümünü geçirmiş, gittiği ülkenin kültürünü ve insanını yakından tanımıştır. Erasmus Programı'nda, 2012 yılında 3 milyon öğrencinin programdan yararlanması hedeflenmektedir.

ERASMUS KİMDİR?

Desiderius Erasmus 1465 - 1536 yılları arasında yaşamış Hollandalı bir felsefe adamıdır. Rönesansla birlikte ortaya çıkan hümanizm akımının öncülerinden ve en büyük temsilcilerinden biri olan Erasmus, Avrupa'nın ortak bir sanat ve bilim çatısı altında birleşmesine yaptığı katkılardan dolayı ve çağının eğitim felsefesine olan etkisi ile programa uygun bir isim olarak düşünülmüştür.

Hayatı boyunca Avrupa'nın değişik ülkelerinde bir gezgin gibi yaşayan Erasmusun en önemli eseri "Deliliğe Övgü" (Moriæ Encomium), günümüzde de geçerliliğini korumakta ve bağnazlığa karşı kaleme alınmış en önemli yapıtlardan biri sayılmaktadır.

Kültür Bakanlığı, 1951'de Türk vatandaşlığından çıkarılan ünlü şair Nâzım Hikmet'in, Ocak 2009'da yeniden Türk vatandaşlığı verilmesini “Hoşgeldin” kitabıyla kutluyor. Adı ‘İstanbul Şairi Nâzım Hikmet, Hoşgeldin’ olan anı kitabında, yüzlerce İstanbul ve Nâzım Hikmet fotoğrafının yanı sıra Nazım’ın şiir, oyun ve yazılarına yer veriliyor. Kitabın önsözünü Kültür Bakanı Ertuğrul Günay yazdı.
Günay, önsöz yazısında Nâzım Hikmet için “Ulusumuzun gurur kaynağı olan Nâzım Hikmet, üzerinde yaşadığımız toprakları ülke ve yurt yapan bir bütünleşmeyi anlatan destanlar yaratmıştır” dedi. ‘Hoşgeldin Nâzım!’ diye biten yazısında Bakan Günay, siyasi görüşleri ve mücadelesi nedeniyle Nâzım’ın yaşamının uzunca bir bölümünü hapishanelerde geçirmek zorunda bırakıldığından yakındı.

Nazım Hikmet'ten Bir Şiir

CEVİZ AĞACI Başım Köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda,
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz…
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
Koparıver gözlerinin gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul’a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul’u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı’nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Nazım Hikmet

Cep telefonlarını doğru kullanarak zararlarını azaltmak mümkün. Yapılan araştırmalara göre cep telefonu kullanıcılarının önemli bir kısmı cep telefonlarını doğru kullanmıyor. Yanlış kullanmadan dolayı zararları da fazla oluyor. Özellikle gençlerin çoğu cep telefonlarını gece kapatmıyor, yastık altında açık bırakıyor, uzun süre kullanıyor. Uzmanlar cep telefonlarının bu şekilde kullanılmaması gerektiğini belirtiyorlar.

Cep telefonlarının zararlarını azaltmak amacıyla dikkate alınması gereken durumlar şöyle sıralanabilir:

  1. Çocuklar, yaşlılar, hastalar ve hamileler cep telefonundan daha fazla etkileniyor. Bu nedenle bu riskli grup, cep telefonlarından mümkün olduğunca uzak durmalıdır.
  2. Cep telefonu ile uzun süre konuşulmamalıdır.
  3. Cep telefonu ile kablolu kulaklıkla konuşulmalıdır.
  4. Gece kapatılmalı,  belde taşınmamalı, telefon ilk açıldığında kulaktan uzak tutulmalıdır. Telefonu, ilk sinyal geldiğinden bir süre sonra kulağa götürmek daha uygundur.
  5. Yastık altında açık tutulmamalıdır.
  6. Benzin alırken telefon kapatılmalıdır.
  7. Telefonu kulağa dayamak yerine 1 cm uzak tutulması beynin etkilenme riskini 10 kat azaltıyor.
  8. Cep telefonu diğer birçok elektronik eşyalar gibi sadece verici değil aynı zamanda alıcı durumundadır. Bu nedenle aşırı derecede cep telefonu kullanan kişilere elektrik yüklemesi yapmaktadır.
  9. Cep telefonu aynı kulağa dayalı olarak 6 dakikanın üzerinde kullanılmamalıdır. Aynı kulakla 6 dakikayı geçen konuşmalarda kulak çevresinde ısı artar. Bu artış yaklaşık 1 santigrat derece olur. Isı artışıyla birlikte etkilediği bölgelerdeki hücrelerde yapısal değişimler yaşanabilir.
  10. Cep telefonu, kulaklık kullanılmayacaksa, yüze yapıştırma biçiminde değil de kulaktan belli bir açıyla tutulmalıdır.
  11. Baz istasyonu ne kadar uzaksa cep telefonunun zararı o kadar fazla olabilir. Bu nedenle şehir dışında telefonu vücudunuzdan uzakta bulundurun. Arabanın koltuğuna koyun.

CEP TELEFONUNUN BELİRLENEN ZARARLARI

Geçici işitme aksaklıkları, gözlerde kararma, sulanma ve yanma, kalp ritminde bozukluk, kalp pilinin arızalanma riski, yoğun stres ve yorgunluk hâli, konsantrasyon ve dikkat dağılması, baş ağrısı ve sersemleme, unutkanlık, refleks zafiyeti, kulakta çınlama ve ısınma, görüş alanında daralma, gözlerin çapaklanması. Uzun dönemdeki zararları ise beyin tümörü, işitme siniri kökenli tümörler, cilt kanseri, yüksek tansiyon, görme bozukluğu, kan hücrelerinin deformasyonu, kan beyin bariyerinin zedelenmesi, kalıcı işitme kayıpları, kalp hastalıkları, hafızada zayıflama, embriyo gelişiminin zarara uğraması, düşük ihtimalinde artış, sperm sayısının azalması.

Lisans Yerleştirme Sınavları (LYS), 19-20 Haziran ve 26-27 Haziran 2010 tarihlerinde beş oturumda gerçekleştirilecek. Lisans Yerleştirme Sınavları’nın ilki 19 Haziran Cumartesi günü saat 10.00'da Matematik ve Geometri sınavıyla başlıyor. Lisans Yerleştirme Sınavları’nda, her test için ayrı soru kitapçığı bulunacak ancak tek cevap kağıdı kullanılacak. Bir test için tanınan süre bittiğinde ilgili teste ait soru kitapçıkları toplanacak ve diğer teste ait soru kitapçıkları dağıtılırken ara verilmeyecek.

MERKEZİ SİSTEM SINAVLARI SORULARI

MERKEZİ SİSTEM SINAVLARI SORULARI

Merkezi sistem sınavları sorularına buradan ulaşabilirsiniz.

ÖSYM sayfasına yönlendirilirsiniz.


ÜNİVERSİTE TAVAN - TABAN PUANLARI

2014 YGS-LYS FAKÜLTELERİN TAVAN ve TABAN PUANLARI

ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN İLK 100 ADAY

2011 ÖSYS'DE ÜNİVERSİTEYE YERLEŞEN İLK 100 ADAY